Kur-al
İnsanoğlu varolduğu sürece bazı kurallara ihtiyaç duymuştur. Çoğunlukla itici bulunan bu olgu, hayatı düzene sokar, karmaşıklığı-keşmekeşliği önler ve genel olarak insanların hayatını kolaylaştırır.
İlk insandan beri “kural” varolmuş ve zaman içinde toplumlara ve ihtiyaçlara göre form değiştirmiştir; Singapurda sokakta kuşları beslemek, metroda su içmek, yolda sakız çiğnemek yasaktır. İngiltere’de araçların soldan gitmesi bizim için değişik bir kuraldır. Hollanda, uyuşturucunun belli bölgelerde içilmesini serbest kılan ve bu kuralı uygulayan yegane ülke olarak ön plana çıkmaktadır.
Gelelim Türkiye’ye…
Kendi kendimize “biz koyun milletiz, güdenimiz çok olur” diye söylendiğimiz çok olmuştur fakat iş “kural” olunca halkımız canavar kesilir. Kurala uymak enayiliktir, uymamak ise büyük erdem.
Okul üniformasına karşı çıkıp kravat takmayan lise öğrencisi büyük kahraman…Sadece geçiş yapmak için kullanılması gereken sol şerit bazı şoförlerin tapulu malı…Çöp kutusuna çöp atmak büyük biz zul…Emniyet şeridi boş iken kullanmamak büyük bir enayiliktir. Kırmızı ışık, trafik polisi yok ise bir ayrıntı, yaya geçiti aracın üzerinde durması için yapılmış bir platform, yollar giden arabalar kaldırımlar ise duran arabaların yeridir.
Geçmişi göçebeliğe dayanan Türkler kuralı fazla sevmez ve sıkıntıya da fazla gelemezler. Bulundukları ortama çabuk uyum sağlamaları ile ünlüdürler fakat kendi kuralını koyarak becerirler bu işi.
Neden uzaya adam gönderemiyoruz? Neden G8 olamıyoruz? Neden bir adım ileriye gidemiyoruz? Neden? Neden? Neden?
Ilkokul 1. sınıfı bitirmeden üniversite diploması alamazsın da ondan…hadi hep beraber heceleyelim Kur – Al
Moralez
25 Ağustos 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Benim yeni kur-al'ım artık şudur:
* Güne köşe yazgısını okuyarak başla, her işin yolunda gitsin. Sinirlerim alınmışçasına rahatlamam yol açan üslubunuz için tekrar teşekkürler.
Yorum Gönder