25 Ağustos 2008 Pazartesi

Olimpiyattı!

Bir olimpiyat daha geldi geçti…

Bu sefer olacak..hadi aslanım..hadi kaplanım..halterde dünyaları kaldıracağız, güreşte türkün gücünü dünyaya göstereceğiz, judoda zaten madalya garanti..bokstaki demir yumruklarımız ve türk oğlu türk devşirmelerimiz…

Sonuç: şanlı bir 37.lik toplamda 8 madalya . Milli Marşımızı dinlettiren tek sporcumuz Türkçe bile konuşmayan, madalya töreni sırasından dudaklarını kıpırdatan Rus asıllı güreşcimiz Ramazan Şahin!

Niye olmuyor? Niye biz de bir Avusturalya ya da Ingiltere olamıyoruz? Sporun bir kültür - bir yaşam biçimi olan ülkelerle aşık atamayacağımız bir gerçek ama koskoca bir ülke olarak tek bir Michael Phelps’in arkasında kalmak nasıl bir duygu?

Bu konuda yazılacak çizilecek çok şey var;

Spora gelişmiş ülkelerin ayırdığı inanılmaz bütçeler, eski doğu bloğu ülkelerinin, Çin’in Rusya’nın disiplinli ve sistematik çalışma biçimleri, ABD’nin üniversitelerde verdiği spor bursları ve teşvikler….bunların hepsini bir anda yapmak ve bir modeli alıp Türkiye’ye şırınga etmek imkansız ama bir sonraki olimpiyat için ne yapmamalıyız bunu düşünmek lazım

İşte birkaç öneri;

Her alanda olduğu gibi sporda da “kısa yoldan köşeyi döneyim” Türk mantığını bir kenara bırakmalı ve ping-pongcu Cem Zeng , bayan atlet Alemitu Bekele’den medet ummak yerine genç nesillere yatırım yapmak.

Spora merak salan öğrencileri “bunlarla karın doymaz, meslek sahibi ol hayata atıl yoksa sürünürsün” gibi söylemlerle şevkini kırmamak

Sporu yaşam biçimi haline getirmeye çalışan insanlarımızı hayat kaygısı hissetmeyecek şekilde teşvik etmek, gazetelerde görmeye alıştığımız hamal güreşci, taksici boksör, kapıcı judocu gibi örneklere artık rastlamamak.

3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde denize girince deve güreşi oynayacağımıza bari spor yapayım demek ve yüzmeye çalışmak.

Milletce erken gaza gelmemek ; Istanbul’da atıl durumdaki Olimpiyat Stadı örneğini bir daha yaşamamak, 2020 olimpiyatları kesin bizim vermezlerse onlar kaybeder zaten bunlar haçlı ordusu dememek.

Eminim ki bu tip yazıları 1-2 gün boyunca her yerde göreceğiz ama zaman her şeyin ilacı, hele hele başbakanını 7 kere gönderip 8. gelişinde alkış tutan bir ulus olarak 2012 Londra’ya kadar unutur gideriz tüm olumsuzlukları.

2012 açılışına 1 hafta kala gazete başlıklarını görür gibiyim;

Bu sefer olacak..hadi aslanım..hadi kaplanım..halterde dünyaları kaldıracağız, güreşte türkün gücünü dünyaya gösterseceğiz…

Moralez

5 yorum:

Unknown dedi ki...

Moralez kardesimize yayin hayatinda basarilar diliyoruz.Kendisinin genel kulturu, gun gormuslugu, gurmeligi ve keskin zekasi ile medyada iz birakacagina inaniyorum. Basarilarinin devamini diliyorum.
EC Yayin Grubu adina Ozan Kansu

Unknown dedi ki...

moralez her zamanki gibi cok basarılı bir yazı yazmıs. bu guzel yazıların devamını merakla bekliyoruz.

ATATURKIYE dedi ki...

Moralez!!
Her zaman fikirleri ve kivrak zekasiyla, olaylara objektif ve mantikli yaklasan. Yorumlari, gorusleri ve acik ufku ile, Turkiye standartlari ustunde olan ve Turkiye Cumhuriyetinin ornek genci, laik cumhuriyet bekcisi olarak kalacak bu arkadasimizin yorumlarinin devamini bekliyor, medyatik yasaminda da basarilar diliyorum.

Ananimuz dedi ki...

Kesinlikle düşündüklerimi yazmışsınız. Ben de 15 gün boyunca TV karşısında sinirden tırnaklarımı yerken, Cem Zeng'e, Selim Bayrak'a, Melek Hu'ya bakıp bakıp kendimden bir parça göremezken bunları hissediyordum. Başbakan bütün sorumluluğu üzerine almış. 'Hah' der gülerim buna. Onun yerine zamanında Kennedy'nin uzay yarışında aya çıkmak üzere söz verdiği gibi çıkıp '2012 de bir yüzme, bir atletizm bir de jimnastik altını alacağız' desin sıkıysa.

Tavsiyeleriniz çok elle tutulur şeyler. Umarım büyük medyadan ve devletten birilerinin kulağına gider. Ağzınıza sağlık diyor ve yayın hayatında başarılar diliyorum.

serra dedi ki...

Çok doğru noktalara değinmişsiniz. Keşke yönetimdekiler de biraz kulak verse yazılanlara.Yazın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.